Bilmiyordum Öğrendim Bilmiyordum Öğrendim Bilmiyordum öğrendim Yalnızmış o güller içindeki goncalar Yeni birer ümitmiş çekilen acılar Tırmandıkça erişilmez olurmuş dağlar Her karanlıkta bir ışık varmış Ve her son yeni bir başa kanıtmış Örtüler apaçık edermiş saklananı Söylenen her yalan bir doğrunun parçasıymış Ve her sevgi kalbinde sevgisizlik saklarmış Bilmiyordum öğrendim Denizler korkudan köpürürmüş Gelinen yerle aynıymış dönülen yer Tokluk açlıktan ibaretmiş Zenginlik yoksulluktan Gerçek aşk kalbe ağır gelirmiş Her yeni sevgi eskisini bitirirmiş Mutluluk bir yanında mutsuzluk beslermiş Bilmiyordum iyi ki öğrendim Kuşlar da yalan söylermiş Bilmiyordum öğrendim Şiir yazmazmış şairler Alaca karanlıkta çalarmış mısralar kapısını İçki değil içmek sarhoş edermiş adamı Hüner değilmiş yaşamak Gün gelir çekilen nefes boğarmış insanı Sular zehir olurmuş içtikçe Sudan ibaret değilmiş gözyaşları İnsan yaşamayı değil asıl ölmeyi severmiş Öğrendim ki aslında gökyüzü de mavi değilmiş Bilmiyordum öğrendim Bildiklerim bilmediklerimi bildiğimmiş Gördüğümü sandıklarım aslında göremediklerim Kısraklar çatlamak için koşarmış Kader kadersizlikle beraber yaşarmış Çiçekler sabırla beklermiş dalından kopmayı Tuttuğumu sandıklarım aslında tutamadıklarımmış Duyduğumu sandıklarım duymadıklarım Taşlar acı çekerek ufalanırmış Ve hayat dedikleri aslında kocaman bir yalanmış... 04.03.2001 Ali Pektaş |