Adnan Durmaz Şiirleri Ateş Şarkısı Dizeler dile dökemez Oğulları öldürülmüş anaların yasını Cellat çizmeleri altında şafak gül gibi sökmez Ay paklamaz zulümden gecenin karasını Irzına geçilen çocukların Yakılmış cesetlerin yüzüne akşam düş gibi çökmez Hangi söz anlatabilir Kolları kopmuş askerin yürek yarasını Ve tam vardiya ölüm fabrikaları Silah simsarları haykırdı İnsan hakları hayvan hakları! Vay anasını be! Vay anasını!... Ey Bosna Yaşamın anlamı kalmayan zaman Zaman zaman Yalnızca ölüm anlamlı olan Bosna Boğazlandın bir dağ gibi Dünyanın tam ortasında Ve barış tellalları-uygarlık vampirler Bu insan kıyımına utançsızca baktı da Göremedi be! Göremedi be! Göremedi!... Akşamların coşkuyla karşılandığı evleri yaktılar Evlerin ne suçu vardı Kahvaltı masalarınıDuvardaki resimleri Oyuncak bebekleri yaktılar Oyuncak bebeklerin ne suçu vardı Anaları çocuklarına hasret Gençkızları düşlerinde yaktılar Onların da anaları yok muydu Bebekleri yok muydu- bağırlarına basıp adına mutluluk dedikleri Ve ağıtlar yükseldi Tüm yoksul sokakalarında yer yüzünün Ruhuna kadar sömürülmüş milyonlar Su ve ekmek sundular gözyaşlarından Bosna yaşasın diye Bağdaki üzümünü gözleyen Topraktaki petrolü izleyen uydular Ne ayyuka çıkan ceset kokularını Ne dünyayı sarsan kıyım çığlıklarını Bir onlar duymadı be! Duymadı be! Duymadı!... Mostar köPage Rankingüsünün üstünde Aşıklar dolaşırdı akşamları Gök lacivert bir şarkıydı Bir peri masalında ay akardı tüller içinde Masmavi bir coşkuydu aşk Yıldızlar bir pembe bir sarı Akardı Mostar güller içinde Mostar köPage Rankingüsü’ nün üstünde Kaçıncı yakılışıdır Roma’ nın Kudüs’ ün kaçıncı işgâli Kaçıncı cehennemdir Srebrenica Sen kaçıncı Hitlersin Sloban Miloseviç İnsan kasabı, piç oğlu piç Orada ırzına geçildi Gözyaşlarının bile Yeniden çarmıhlandı Spartaküs Nesimi’ nin derisini yüzdüler Bedreddin’ im bir ağaca asıldı Kaçıncı kez kirlendi Barış simsarlarının kof sözleri orada Masallardaki iyiler Yıldızlı göğün sırları Yorulmuş yaşamların çiçeklenen kırları Yamaçlarda dinlenen Eski zaman yatırları Katledildi orada Annelerin parçalanmış memelerinden Sütleri toprağa damlıyor Öldürülmüş çocukların oyulmuş gözlerinden Anneleri kanıyor Artık ellerimi tutamazsın anne ellerim yok Bir daha sevinci koşamam sokaklarda Bacaklarım kopuk Sokaklar yıkık Bir sesim vardı Gülüşüme şarapneller düştüğü anda Bütün çocuk sesleriyle birlikte İnsanlığın suratına haykırdı Misketime benziyordu öldüğüm kurşun Yağarken gökyüzünden yanık et-kopuk bacak İnsanlık kördü anne İnsanlık sağırdı Bir çığlığım kaldı benden Tarihin vicdanında yargılanacak Gayrı gözyaşlarını biriktirirsin Dünyanın dört yanında yalnızca ağlayanlar Sonra da oturup içsin Senin yazdığın yaldızlı dizeler Öfkeye- kınamaya- yasa dair Artık durdurmaya yetmez Bitmiş bir soykırımı ey şair İsyana kesmedikçe kederin Kalemin yüreğine saplanıp Ateşle yazılmadıkça dizelerin daha çok Vampirler sokaklard uluyacak Başka bosnalar kanayacak İnsanlık zulüm soluyacak Çocuklar soracak ey insanlık Çocuklar sizden soracak Sevinçler ne kadar az Azrail ne kadar çok Artık ellerimi tutamazsın anne Ellerim yok!... Balçova - 1995 Kaynak: Ben Gidersem Ay Sendeler Adnan Durmaz |