Sevdanın Son Kerem'i Sevdanın Son Kerem'i Yanlış düşler içinde dalgın dalgın yürüyen Başını çarpıp kanatan arasıra gerceğe İki de bir karıştıran ağaçta Bir dal mı olduğunu yoksa yaprak mı Yoksamaya çalışan alaycı bir ormanı Sensin toz kumaşlı giysiyi seven İnce bir uğultunun küçük kardeşi Sevdanın son Kerem'ine benzeyen Seni bir yerlerden ısırıyor gözleri Antika eşya gibisin aşkın seri salonunda Görkemli gösterilerin yapay oyuncuları Tükrük üretmeye alışkın ağızlarca Bilgiç laflar ediyorlar karşında Konuşsun susmayı beceremeyen Sen dinle üstünü kül örtmüş ateş Sevdanın son Kerem'ine benzeyen Eskimiş öykülerde kimlik arıyor değilim Yazıyorum acıyla, yanlış yorumluyorlar Yaralı hayvan gibi soluyup iç çekerek Pazarlığa giriştiğini söylüyorum aşkların Geçmişi özlediğimi sanıp aldanıyorlar Anımsat onlara n'olur gömleğinin deseni Yazdığımın aynası, ikiz kardeşim benim Göster yaz sıcağında üşüyen yüreğimi Üstüme yorgan getir, koklamaya bir çiçek Otur şöyle yanıma duygularıma benzeyen Yenik düşmüş gibiyim aşkın tartışmasında Yeniden onar beni ve beni haklı çıkar Taşlanmayı göze alan antika Süte su katanları kargışlama işini Unutursam anımsat, dalgın bir adamım ben Ey yüksek yapıların alçakgönüllü temeli Sevdanın son Kerem'ine benzeyen... Kaynak: Sevdanın Son Kerem'i-1985 Abdülkadir Budak |