Düşün Düşün Otur, dinlen burada, düşün, tefekkür et; Bir yanda hayat, ortada cami, yanda mezarlık Dedikodu, gıybet yapma, ya hayır konuş, ya sükut et; Oku mevtaların ruhuna, yapamazsan Rab'bini zikret. Yüksek sesle konuşma, kahkaha ile gülme; Gülmek kalbi öldürür, gözyaşı affa vesile. Yüce Rab'bine sığın, ondan affını dile; Selam olsun Yüce Veli, Akbaba Sultan Hazretleri'ne. Zor bulursun böyle bir yer, sana ilham verecek; Manevi sıkıntını, acını dindirecek. Gerçek bir inanışla bakarsan etrafına; Bu bakış, hayatına yeni bir yön verecek. Düşün demiştik sana, sözümüzün başında; Ergeç herkes yatacak, şu musalla taşında. Eğer dürüst olursan bütün dünya işinde; Korkma, inşallah korkma, bu ömrün bitişinde. Bak, soldaki ağaçlık, mezarlıktır orası; Genç, ihtiyar demeden, gider gelen sırası. Kelime-i Tevhit'le, verirsek son nefesi; Kurtuluşa erenlerden, oluruz inşallah. Cami, türbe, mezarlık, musalla birarada; Bilinmez ki yarın acap, hangimiz var sırada. Daha sıram var deme, bakarsın beklenen sıra bozulur; Büyükbaba dururken, torunun kabri kazınır. Bu ne hikmettir ki ya Rab, sebebi sence malum; Kabre konduğum zaman, ne olur benim halim Ne malım fayda verir, ne de evlad-ı eyalim; Benimle gelen sadece, kefenimle amelim. İşte, bunları düşün, düşün bak da ibret al; Vaktin olursa eğer, ihmal etme gene gel. Böyle bir yer bulamazsın, tefekküre dalacak; Sıkıntıdan kurtulup, kalbe huzur dolacak... 1993 Abdülbaki Kömür |