Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10.02.08, 15:35   #4 (permalink)
Kullanıcı Profili
Başak
Moderator
 
Başak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 7.449
Konular: 6324
Puan Grafiği
Rep Puanı:14360
Rep Gücü:167
RD:Başak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 53
719 Mesajına 1.316 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Tıpta Gelişmeler



Tıbbi araştırmaların etik ve yasal prosedürleri dikkate alınmadan, rasgele bir işlem söz konusuydu. Rasgele diyorum çünkü omurilik zarı açılmadan iğneyle içeriye kök hücre zerk edilmiş. Peki ama omuriliğin neresine? Yaralanmanın neresine? İçine mi dışına mı? Omurilik yaralanmasının tipi ve boyutları ne? Çok iyi bildiğimiz gibi omurilik kanal çapı, etrafındaki su mesafesi, yaralanma tipi boyutu her insanda değişiyor. Kısaca bu işlem bu şekliyle bir daha tekrarlanmak istenirse standart olmadığı için aynı yere isabet edemez ve sonuç değişir. Hastanın önceki video kayıtları olmaması karşılaştırma imkanı vermiyor. Önceki bilgileri GATA Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği Epikrizi’nden ve sevgili hastamız Nursel Subaşı’ndan alıyoruz. Buna göre Torakal 6 olan komplet hasta şu anda Torakal 12-Lomber 1 li hasta seviyesinde. Kalça hareketleri çok iyi ama bacaklarda daha hareket ve his yok. Yani, bir şeyler oluyor gibi !? Bana göre hasta 6 ay sonra tekrar görülmeli. Ben bu sebeple hastayı izlemek maksadıyla hastanemize davet ettim. Düşüneceklerini söylediler, umarım kabul ederler.

Çok iyi bildiğimiz gibi omurilik kanal çapı, etrafındaki su mesafesi, yaralanma tipi boyutu her insanda değişiyor. Kısaca bu işlem bu şekliyle bir daha tekrarlanmak istenirse standart olmadığı için aynı yere isabet edemez ve sonuç değişir. Hastanın önceki video kayıtları olmaması karşılaştırma imkanı vermiyor. Önceki bilgileri GATA Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Kliniği Epikrizi’nden ve sevgili hastamız Nursel Subaşı’ndan alıyoruz. Buna göre Torakal 6 olan komplet hasta şu anda Torakal 12-Lomber 1 li hasta seviyesinde. Kalça hareketleri çok iyi ama bacaklarda daha hareket ve his yok. Yani, bir şeyler oluyor gibi !? Bana göre hasta 6 ay sonra tekrar görülmeli. Ben bu sebeple hastayı izlemek maksadıyla hastanemize davet ettim. Düşüneceklerini söylediler, umarım kabul ederler. Bu noktada yapılan bu işlemleri ve vakayı ele almada “bilimsel davranılmadığı için” eleştirmenin ötesine geçerek kesin hükümlerle hastanın durumunu incelemeye bile gerek duymamak da yanlış bir tutum olacaktır. Zira bilimin bir boyutu deney ise bir boyutu da gözlemdir. Ve şu an için bilimsel bir yaklaşımla olmasa da, eleştirsek de yapılmış bir deney var. Bugüne kadar yapılmış olan işlemler için de müdahale şansımız yok. Ama bundan sonrasında bilimin diğer boyutu olan gözlem tarafını yapabilme şansımız var. Sonuçta bu çalışmadan elde edilecek sonuçlar, yanlışıyla doğrusuyla yani her yönüyle bundan sonraki çalışmalara ışık tutacaktır. Bu yüzden önyargılı olmadan hastadaki olumlu ya da olumsuz gelişimi gözlemek ve kayıt altına almak, tedavi bekleyen hastaların bilgi edinme hakları ve bilim ahlakı açısından gereklidir. Gelelim “kök hücre uygulama” çalışmalarının şu andan sonraki sürecine.... Tümör gibi nedenlerle uygulamayı durduralım mı? Amerika dışında dünyada bunun uygulamaları var.

Amerika ilginç bir ülke. İnsan haklarını çok seviyorlar ama para kaybı olacak diye “Ozonu delecek gazların sınırlandırılmasına” dünyada imza koymayan tek ülke. Orada kök hücreye Katolikler şiddetle karşı (bizde olsa dinciler bilimi engelliyor diye kıyametler kopar). Ayrıca Amerika’da büyük parasal tazminatlar bu türlü atılımları engelliyor. Tüm dünyanın kullandığı bir çok ilaç ve tıbbi malzemede de durum aynıdır. ABD kendi ülkesinde izin vermez ama bunlar ülkemizde de dahil olmak üzere Avrupa ve bütün ülkelerde kullanılır.

Önerim şudur; Rastgele, projelendirmeden yapılan uygulamalar kesinlikle yanlıştır. Ama benim ülkemin insanı riski çok sever; ne yaparsanız yapın yapılan yere gider yaptırır. Nitekim hali hazırda Güney Kore olmak üzere bu çalışmanın yapıldığı yerlere gitmenin yollarını aramaya başlamışlardır. Bu durum üstelik onların kötü niyetli insanların da kucağına itilebilmesi anlamına da gelmektedir. Bu sebeple ciddi projelerle eğitim hastanelerinde, bilimsel altyapısı hazırlanarak, konuyla ilgili farklı branşlardaki (beyin cerrahı, genetik, hematoloji ve fizik tedavi uzmanı) doktorların bir araya gelmesiyle, etik kurullardan izin alınarak; resmi işlemlerin ardından hastalara bunun bir araştırma olduğu, çeşitli risklerinin söz konusu olduğu iyice anlatılmak şartıyla insanda kök hücre uygulamalarına izin verilmelidir. Araştırmalar ülkemizde de sürdürülmelidir.

Burun Hücreleri Felci Tedavi Edebilecek

Burundan alınan sinir hücreleri, bir gün felç tedavisinde kullanılabilecek. En azından Avustralya''da bu işi ilk kez insanlar üzerinde uygulayan nörologlar, böyle söylüyor.Araştırmaya başkanlık eden Brisbane Griffith Üniversitesi''nden Alan Mackay, belden aşağısı 6 haftayla 3 yıl arasında sürelerde felçli olan 3 kişiyi iyileştirdi. Mackay, 5 kişiyle daha çalışmayı planlıyor. Hastaların yarısına burun hücrelerini içeren enjeksiyon yapılacak. Koku hücreleri olarak bilinen burun hücreleri, beyinle bağlantıyı kurup kokuyu hissetmemizi sağlıyor. Yaşam boyu yeniden oluşuma uğrayacak biçimde evrimleşmişler. Çünkü enfeksiyonlara bağlı olarak sürekli yıkıma uğrayabiliyorlar. Mackay-Sim, sinir uçlarıyla hava arasında sadece birkaç mikronluk burun sıvısı bulunduğunu belirtiyor.

Bu uygulamanın tasarımına göre, aktarılan koku hücreleriyle, spinal sinirlerle hasarlı bölge arasında bir köprünün oluşması sağlanacak. Cambridge Üniversitesi''nden Robin Franklin''e göre koku hücreleri, bu köprünün oluşumunda öncül hücreler olabilecekler. Bu tip denemeler daha önce dünyanın pek çok yerinde tavşanlarda yapılmış ve başarılı olmuştu. Örneğin omuriliği tümüyle hasarlanmış bir hayvana verilen hücreler sayesinde, arka ayak kontrolünün geri döndüğü gösterilmişti. Fakat tavşanlarda uygulanan hücrelerin kafatasından alınması yöntemi, insanlar için pek uygun gibi görünmemektedir. İkinci engelse, bir kişiden alınan hücre miktarının omurilik hasarını kapamaya yetmemesi.

Mackay-Sim''in denemeleri bu sorunu kısmen çözmüş gibi. Hücreler lokal anestezi ile alınıp, ayrı bir kültür ortamında sayıca çoğaltılacak. Deneydeki hastaların her biri, durumlarındaki iyileşmeyi saptamak için belirli testlerden geçirilecek. Brisbane''deki Prenses Alexandra Hastanesi omurilik zedelenmeleri bölümünden Tim Geraghty, insanların kalça ve bacaklarında hafifçe hissetmeye başlamalarının, yatmaktan oluşan yaraları da önleyebileceğini, ayrıca idrar torbası, bağırsaklar ve hatta cinsel fonksiyonlarda iyileşmenin sağlanabileceğini belirtiyor.

Koku hücrelerinin nakli, felç tedavisinde bir adım. Diğerleriyse uç bölgelerden alınan Schwann hücrelerinin büyüme faktörünü uyarması yoluyla, hasarlı bölgede savunma sisteminin artması esasına dayanan yöntem. Son günlerdeyse, sinir onarımında kök hücre kullanımından söz ediliyor. Franklin''in de söylediği gibi felç tedavisinde başarı, tümünün ortaklaşa kullanıldığı bir yöntemle mümkün olabilecek.


KAYNAK:OFD


--------------Tualimforum İmzam--------------
Yeniden gülmem için
Beni baştan sevmen lazım.......
Başak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla