Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10.02.08, 15:35   #3 (permalink)
Kullanıcı Profili
Başak
Moderator
 
Başak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Jan 2008
Mesajlar: 7.449
Konular: 6324
Puan Grafiği
Rep Puanı:14360
Rep Gücü:167
RD:Başak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond reputeBaşak has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 53
719 Mesajına 1.316 Kere Teşekkür Edlidi
:
Red face Tıpta Gelişmeler


OMURİLİK FELCİNDE KÖK HÜCRE UYGULAMALARI KONUSUNDA UZMAN GÖRÜŞLERİ..
Şubat 2005 Tempo Dergisinde yer alan ve Gaziantep’te Dr. Turgut Kırkgöz’ün Nesrin Subaşı isimli omurilik felçlisi bir hastaya kök hücre uygulaması yaptığı ve hastada birtakım gelişmeler görüldüğü yönündeki haber üzerine dergimizde hazırlanan “Omurilik Felcinde Kök Hücre Uygulamaları” konulu dosyamız sizlerden büyük ilgi gördü. Ay boyunca birçok okurumuz dergimizi arayarak konu hakkında daha detaylı bilgi edinmek istediklerini dile getirdiler. Bu gelişmelere paralel olarak konu hakkında uzmanlar arasındaki tartışmalar da devam etmekte.

OMURİLİK YARALANMASI VE KÖK HÜCRE TEDAVİSİ

Beyin ve omurilik birlikte Merkezi Sinir Sistemi (MSS) adını alır ve MSS’de 100 milyar hücre ve bu hücrelerin 10.000’den fazla alt tipi vardır. Bu hücreler neredeyse sayılamayacak kadar çok bağlantıları ile birbirleri ile haberleşirler. Omurilik en kalın olduğu yerde el başparmağı genişliğindedir. Beyinle karşılaştırıldığında birçok işlem çok dar bir alana sıkışmış durumdadır. Omurilikte oluşabilecek en küçük bir hasar birçok işlevin bozulmasına yol açar. İlk olarak, 1995 yılında, kök hücrenin MSS hasarlarında kullanıldığını görüyoruz. Daha sonra, 1999 yılında, omuriliği hasarlanmış farelerde kök hücre tedavisi ile kısmi düzelme elde edilmiş ve umutlar daha da yeşermiştir. Omurilik hasarı sonucu zarar gören sinir hücrelerinde teorik (kuramsal) olarak rejenerasyon (yenilenme) meydana gelebilir. Ancak, yeni oluşan sinirlerin ve uzantılarının işlevsel (işe yarar) olabilmesi en son gelişmelerle (kök hücre) bile şu an için pek mümkün görünmemektedir. Sinir hücresi insan vücudunun en karmaşık hücresidir. Bir kök hücresini istenildiği şekilde sinir hücresine dönüştürmek ve işlevsel bir hale getirmek, sanıldığından daha zordur. Omurilik hasarı oluşturulmuş farelerde, kök hücre tedavisi ile elde edilen iyileşmeler tam olarak açıklanamadığı gibi, fare ile insan arasındaki fark o kadar büyüktür ki, henüz aynı sonuçları insanda elde edebilmekten bahsedemeyiz.






Omurilik yaralanmalarının tedavisi çalışmalarında dönüm noktası, Superman filminde Superman karakterinden tanıfdığımız Christopher Reeve’in attan düşerek boynunu kırması ve omurilik hasarı sonucunda tetraplejik olmasıdır. Kazadan sonra, bir vakıf kuran Reeve, 9 ayrı laboratuarın çalışmalarını koordine etmiş ve omurilik yaralanmalarında tedavi konusundaki çalışmaları desteklemiştir. Bu araştırmaların önemli bir kısmı kök hücre ile tedavi üzerinedir.


Omurilik yaralanmalarının tedavisi için yapılan deneysel çalışmalarda en iyi sonuçlar cenin kök hücreleri ile elde edildiğinden bunu etik (uygun) bulmayanlar olmuş ve bu araştırmaları şiddetle eleştirmişlerdir. Cenin omuriliğinden alınan kök hücrelerin sayısı en fazla 64 adet olmasına rağmen, yeni bir canlı oluşturabilecek kapasiteye sahiptirler. Hayatın döllenme ile başladığına inananlar bu tür çalışmalara karşı çıkmaktadırlar. Reeve bu düşüncelere ve ABD başkanı Bush’un kök hücre konusundaki kararlarına karşı bir deklarasyon yayınlamıştır. Yani, söz konusu çalışmalar halen tartışmalıdır. Omurilik yaralanmalarında tedavi çalışmaları son on yıl içinde son 100 yılda olduğundan daha fazla ilerleme kaydetmiştir. Bunda Christopher Reeve’in çok önemli bir payı olmuştur. Ancak, Reeve geçtiğimiz yıl tüm çalışmalara, araştırma ve bakıma rağmen sebebi tam olarak bilinmeyen (ya da açıklanmayan) bir şekilde vefat etmiştir. Kök hücrelerin çok çeşitli olması nedeniyle, ayrıştırılma tekniği, ayrıştırma ve bölünmenin başlamasındaki zamanlama, kimlere, nasıl uygulanacağı gibi konular henüz çok tartışmalıdır.

Güney Kore, Çin gibi ülkelerde insanlarda çok sayıda uygulanmasına karşın, bilimsel çevreler, kök hücre tedavisinin henüz insanlarda uygulanmaması gerektiği sonucuna varmışlardır. Çünkü insanlardaki denemelerde iyileşmeden çok tümör oluşumlarına rastlanmıştır. Kök hücre, çoğalma ve değişime uğrama yeteneği olan bir hücredir ve bugünkü bilgilerle tam olarak kontrol edilememektedir. Yapılması gereken daha çok bilimsel araştırmaya ihtiyaç vardır ve geleceğin ne getireceğini kimse bilmemektedir. Bizim bilim adamları olarak tavsiyemiz; olası zararlı etkileri nedeniyle bu tür bir tedavi yöntemine başvurulmaması ve konu netleşene kadar "tedavi" yerine "rehabilitasyon" çalışmalarının tercih edilmesidir. Çünkü, omurilik felcinin gelecekte bulunacak olan tedavisi (her ne olacaksa) kasları, eklemleri, mesanesi, böbrekleri vs. iyi durumda olanlar için geçerli olacaktır.

Omurilik felcinde kök hücre uygulamasına nasıl bakmalı?

Dr. Cengiz TürkmenOmurilik ve Beyin Cerrahı70.yıl İstanbul Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Eğitim Araştırma Hastanesi

Bilimsellik zor bir kavram, bu kavramı algılayabilmek için bilgi denizinde bir damlanızın olması gerekir. Böyle bir durumda bile bilimsel davranabilmek her zaman mümkün olmaz ama en azından ‘daha fazla bilimsel’ kararlar verebilirsiniz. Bilimsel olmak için o konuda bilginiz tam olmalı ve kurgulama yeteneğiniz olabilmelidir. Bilginiz tam değilse ve kurgu yeteneğiniz yoksa bilimsellik adına ‘KESİN KARAR’ verirseniz aslında bu şekilde siz de ‘bilim dışı bir çizgiye’ çıkmış olursunuz. “Kök hücrenin omurilik felçlilerinde kullanılması” Kök hücre konusu tek başına ele alındığında branşım olmadığı için bilgim zaten yok. Ayrıca binlerce yayın olmasına rağmen dünyadaki bilgi birikimi bu derin konuda çok yetersiz. Ancak kök hücrenin omurilik felçlilerinde uygulanılması konusunda (omurilik anatomisi açısından) çok büyük deneyimim var:

Yıllardır özellikle spastisite ameliyatları yapan cerrah olarak yaralı omuriliğin geç dönem durumu konusunda deneyimim büyük.Kök hücresinin omurilik uygulamasında erken dönemde kontrolsüz başarılar görülebiliyor, bu çalışmalarda yan etki olarak da tümör de oluşabiliyor. Bunların dışında kök hücre geç dönem hastalarda da uygulanıyor ama gözlenen başarı, bilimsel dayanaklarıyla birlikte tam olarak ortaya koyulamıyordu. Tabi bu çalışmalarda da ayrıca yine tümör oluşabiliyordu. Ancak son dönemlerde Çin, Portekiz, İtalya, İsrail, Kanada ve en son Güney Kore’den omurilikte kök hücrelere çalışmalarıyla ilgili haberler gelmesi ve bu haberlerin basında çokça işlenilmesi hastalarımızdan yüzlerce telefon almamız sonucunu doğurdu.. Omurilik üzerindeki kök hücre denemeleri teknik açıdan yaralı omurilik üzerine püskürtme şeklinde oluyordu. Konuya taraf olan bir beyin cerrahı olarak bu çalışmaları ben de dikkatle izliyordum. İşte bu sırada Tempo dergisinde Gaziantep’te Operatör Dr. Turgut Kırkgöz tarafından uygulanılmış bir olgu haberi geldi, sonuç çok iddialı idi. Bu beni heyecanlandırdı. Bu çalışmada kök hücre uygulama şekli (!) dikkatimi çekti. Çünkü yukarıda bahsettiğim tekniğin dışında bir uygulamadan yani “açık ameliyattan” bahsediliyordu. 8 Mart 2005 tarihinde gidip hasta Nursel Subaşı’yı gördüm. Talebimin samimiyetle kabulü, Nursel hanımın ailesinin sıcaklığı, karşılanmamdaki ilgi beni rahatlattı. Çünkü bu konularda ki ‘umudu sömürenlerle’ ile çok karşılaşmıştık. Gerçi Dr. Turgut Bey’e de ifade ettiğim gibi “sunum yanlıştı”. Bir hastaya uygulayıp, evde bulundurup basın kanalıyla sonuç hakkında bilgi vermek doğru değildi. Ama davetimin kabulü, video kayıtlarına izin verilmesi bende şu düşünceyi geliştirdi: Dr. Kırkgöz, bir aile dostu olan hastaya her ne kadar kötü niyetli olmasa da, bilimsel olmayan, “amatörce bir yaklaşımla” bir operasyon yapmıştı.



KAYNAK:OFD

--------------Tualimforum İmzam--------------
Yeniden gülmem için
Beni baştan sevmen lazım.......

Konu Başak tarafından (10.02.08 Saat 15:42 ) değiştirilmiştir..
Başak isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla