Tekil Mesaj gösterimi
Alt 20.07.08, 12:49   #5 (permalink)
Kullanıcı Profili
SERDEM
S.Moderators
 
SERDEM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 7.687
Konular: 6910
Puan Grafiği
Rep Puanı:11076
Rep Gücü:20
RD:SERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond reputeSERDEM has a reputation beyond repute
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 47
464 Mesajına 935 Kere Teşekkür Edlidi
:
Standart Garip Akımının Şairleri

Özdemir İnce

1 Eylül 1936′da Mersin’de doğdu. Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü’nü

bitirdi. Lise öğretmenliği yaptı. Ardından Pariste Sorbonne Üniversitesi’nde
eğitim gördü. Bir süre öğretmenlik yaptı ve 1969′da TRT’ye girdi. 1982′de
kurumdan “gönülsüz” emekli oldu. Çeviri yaparak hayatını kazandı. 1989′da
İstanbul’a yerleşti. Can Yayınları’nda editörlük yaptı. 1996′dan sonra Telos
Yayınları’nda editör ve genel yayın yönetmeni.
ESERLERİ
Kargı 1963
Tutanaklar 1967
Kiraz Zamanı 1969
Karşı Yazgı 1974
Rüzgara Yazılıdır 1979
Elmanın Tarihi 1981
Kentler 1981
Yedi Deryalar Geçsen 1983
Siyasetname 1984
Eski Şiirler 1985
Hayatbilgisi 1986
Zorba ve Ozan 1987
Başak ile Terazi 1989
Burçlar Kuşağı 1989
Can Yelekleri Tavandadır 1989
Gürlevik 1990
Gündönümü Gündönümü 1992
Yazın Sesi 1994
Uykusuzluk 1996
Mani-Hayy 1998
ÖDÜLLERİ
1978 TDK çeviri ödülü
1968 May Edebiyat ödülü
Fransa Hükümeti Officier Nişanı 1990
ÖLÜMÜ DENEYEN KÜÇÜK KIZA
Bir anıt düşledim senin için
mor bir tanyerinin kıyısına diktim
geldi saçlarına yuva yaptı ay
kuşlar, çiçekler seninle konuştular
sen anladın onların yarasını
Sabahın beşi kardeşin senin
çakıltaşları da kardeşin
gün batarken menekşe olacaklar
ve basma gömlekler giyecekler
bir sen anladın onların yarasını
Yeni bir sözlük yarattın kendin için
kuşlara, çiçeklere, çakıltaşlarına da öğrettin
sizin için bir dünya kuruldu sözcüklerden
ev: soluksuz bir at
okul: sürgün yeri
Gökyüzü: yok
Sokak: çıkmaz
Dünya: surlar
Düşler: sığınak
- Ölümden korkmadın mı küçük
- Hayır çok ölü gördüm ben
Gökten yağan kuşları
can çekişen kediyi
sesi kesilen ağaçları görmüştür
bir kentin öldüğünü görmüştür
ölümün öldüğünü görmüştür
Bir anıt düşledim senin için
Mor bir tanyerinin kıyısına diktim


__________________________________________________ _______________

Sezai Karakoç

1933 yılında Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal
Bilgiler Fakültesi Maliye ve İktisat Bölümü’nü bitirdi. 1956-1965 arasında
Maliye müfettiş yardımcılığı ve gelirler kontrolörlüğü görevlerini yaptı.
İstifasının ardından gazetecilik ve yayıncılık işlerine girişti. Sonra yeniden
gelirler kontrolörlüğündeki görevine döndü. 1974 sonrası yeniden devlet
memurluğu görevinden ayrılarak gazetecilik ve yayıncılığa başladı. İkinci Yeni
akımı doğrultusunda geleneksel İslam kültürü ile eski Türk ve Ortadoğu
uygarlıklarından beslenen çarpıcı, mistik, özgün şiirler yazdı.
ESERLERİ
Körfez (1959)
Şahdamar (1962)
Hızırla Kırk Saat (1967)
Sesler (1968)
Taha’nın Kitabı (1968)
Kıyamet Aşısı (1968)
Gül Muştusu (1969)
Zamana Adanmış Sözler (1970)
Şiirler (1975)
Ayinler (1977)
Leyla ile Mecnun (1981)
Ateş Dansı (1987)
Alınyazısı Saati (1989)
ÖDÜLLERİ
1968 Milli Türk Talebe Birliği Milli Hizmet Madalyası
1970 Sürgündeki Macar Yazarları Gümüş Madalya Ödülü
1982 Türkiye Yazarlar Birliği Hikâye Ödülü
1988 Türkiye Yazarlar Birliği Üstün Hizmet Ödülü
1991 Dünya Sanat ve Kültür Akademisi Ödülü
MONNA ROSA
I. Aşk ve Çileler
Monna Rosa, siyah güller, ak güller;
Gülce’nin gülleri ve beyaz yatak.
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak
Monna Rosa, siyah güller, ak güller!
Ulur aya karşı kirli çakallar
Bakar ürkek ürkek tavşanlar dağa.
Monna Rosa, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar.
Zeytin ağacının karanlığıdır
Elindeki elma ile başlayan…
Bir yakut yüzükte aydınlanan sır
Sıcak ve minnacık yüzündeki kan
Zeytin ağacının karanlığıdır.
Zambaklar en ıssız yerlerde açar,
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur.
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar.
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi…
Ellerinden belli olur bir kadın.
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin, ellerin ve parmakların.
Açma pencereni, perdeleri çek:
Monna Rosa, seni görmemeliyim.
Bir bakışın ölmem için yetecek;
Anla Monna Rosa, ben öteliyim…
Açma pencereni, perdeleri çek.
Zaman çabuk geçiyor Monna;
Saat on ikidir, söndü lambalar.
Uyu da turnalar gelsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar;
Zaman çabuk geçiyor Monna.
Akşamları gelir incir kuşları
Konarlar bahçenin incirlerine;
Kiminin rengi ak, kiminin sarı.
Ah, beni vursalar bir kuş yerine!
Akşamları gelir incir kuşları…
Ki ben, Monna Rosa bulurum seni
İncir kuşlarının bakışlarında.
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar… Su kenarında
Ki ben, Monna Rosa, bulurum seni.
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa:
Henüz dinlemedin benden türküler.
Benim aşkım uymaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler…
Kırgın kırgın bakma yüzüme Rosa.
Yağmurdan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içini bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurdan sonra büyürmüş başak.
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı.
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı.
Altın bilezikler, o korkulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne;
Bir tüy ki, can verir gülümsesen
Bir tüy ki, kapalı geceye, güne;
Altın bilezikler, o korkulu ten!
Monna Rosa, siyah güller, ak güller
Gülce’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister;
Ah, senin yüzünden kana batacak
Monna Rosa, siyah güller, ak güller
SERDEM isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla