Tekil Mesaj gösterimi
Alt 05.04.08, 13:41   #23 (permalink)
Kullanıcı Profili
Hazan
Epsilon Üye
Kullanıcı Bilgileri
Üyelik tarihi: Mar 2008
Mesajlar: 413
Konular: 272
Puan Grafiği
Rep Puanı:1112
Rep Gücü:0
RD:Hazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud ofHazan has much to be proud of
Teşekkür

Ettiği Teşekkür: 9
8 Mesajına 9 Kere Teşekkür Edlidi
:
Post Hatay Arkeoloji Müzesi

Hatay Arkeoloji Müzesi


Hatay Müzesi'nin Tarihçesi
M.Ö. 4 binden itibaren zamanımıza kadar her devrin çeşitli kültür ve tarihi vesikalarını bünyesinde toplayan Hatay'da ilk kez 1932 yıllarında bilimsel kazılara başlanmıştır. Çalışmaların henüz ilk yıllarında bulunan çok sayıdaki eserlerden dolayı, Fransız idaresinde bulunan Hatay'da görevli, Antikiteler Müfettişi M. Prost'un isteğiyle Antakya'da bir müze kurulmasına karar verilmiştir. Günün modern müzecilik anlayışına uygun olarak hazırlanan plan 1934 yılında uygulanmıştır. 1939 yılında inşaatı tamamlanan müzede, üç ayrı bilimsel kazıda bulunan eserler yer almaktadır.

1- Chicago Oriental Institute 1933-1938 yılları arasında Amik Ovası'nda Cüdeyde, Dehep, Çatalhöyük ve Tainat'ta çalışmıştır.
2- British Museum namına Sir Leonard Wolley 1936'da Samandağı'nın El-Mina Mevkii'nde, 1937'den 1948 senesine kadar aralıklarla Aççana Höyüğü'nde hafriyat yapmıştır.
3- Princeton Üniversitesi de Antakya civarında araştırma kazıları yapmıştır. Müzenin esas zenginliğini temin eden mozaikleri çıkaran bu heyettir.
1939 senesinde, Hatay ana vatana ilhak edildiğinde, müze binası tamamlanmış, kazılarla ve muhtelif yollarla elde edilen eserler de depo edilmiş bulunuyordu. Bu tarihten itibaren eserlerin tanzimi dokuz senede tamamlanmış ve 23 Temmuz 1948 yılında Hatay'ın kurtuluş bayramında ziyarete açılmıştır.
Bünyesinde bulundurduğu çeşitli eserlerin yanında, bilhassa zengin mozaik koleksiyonu ile de ilgi görmektedir. 1969 yılında başlayan ek inşaat 1973 yılı sonunda tamamlanmış ve yeni baştan yapılan teşhir ve tanzimden sonra, hizmete girmiştir. Böylece teşhir salonlarının sayısı beşten sekize çıkarılmış; Hitit ve Asur taş eserlerini, küçük eserleri, altın eserleri ayrı ayrı sergileme olanağına kavuşulmuştur.

Istanbul Arkeoloji Müzesi
T.C Kültür Bakanligi , Anitlar ve Müzeler Genel Müdürlügü'ne bagli olan Istanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlügü Sultanahmet Semti'ndeki Gülhane Parki girisinin sagindan Topkapi Sarayi Müzesi'ne çikan Osman Hamdi Bey Yokusu üzerindedir.
Istanbul Arkeoloji Müzeleri; Arkeoloji Müzesi, Eski Sark Eserleri Müzesi ve Çinili Kösk Müzesi olmak üzere üç müzeden olusmaktadir .
19. yüzyil sonlarinda ünlü ressam ve müzeci Osman Hamdi Bey tarafindan Müze-i Hümayun (Imparatorluk Müzesi) olarak kurulan Istanbul Arkeoloji Müzeleri 13 Haziran 1891'de ziyarete açilmistir. “Ilk Türk Müzesi” olarak tasidigi önemin yanisira dünyada müze olarak insa edilmis az sayidaki müze binasi arasinda yer almasiyla da büyük önem ve ayricaliga sahiptir. Çesitli kültüre ait bir milyonu askin eseriyle bugün de dünyanin en büyük müzeleri arasindaki seçkin yerini korumaktadir.
Müze koleksiyonlari arasinda Balkanlar'dan Afrika'ya, Anadolu ve Mezopotamya'dan Arap Yarimadasi'na ve Afganistan'a kadar Osmanli Imparatorlugu sinirlan içinde yer alan bölgelerden degisik uygarliklara ait zengin ve çok önemli eserleri barindirmaktadir.
ARKEOLOJI MÜZESI
Arkeoloji Müzesi iki ayri binadan olusmaktadir ;
I ) ANA BINA (ESKI BINA)
Osman Hamdi Bey tarafindan 1891 yilinda yapimina baslanmis, 1902 ve 1908 yillarindaki ilavelerle bugünkü durumuma gelmistir. Mimari Alexadre Vallaury’dir. Binanin dis cephesi Iskender Lahti ve Aglayan Kadinlar lahitlerinden esinlenerek yapilmistir. Istanbul’daki Neoklasik yapilarin güzel bir örnegidir.
Iki katli binanin üst katinda küçük boyutlu tas eserler, çanak çömlekler, pismis toprak heykelcikler, Hazine Bölümü ve yaklasik 800.000 sikke, mühür, nisan, madalya ve sikke kaliplarinin bulundugu Gayri Islami ve Islami Sikke Kabineleri ile 70.000 civarinda kitabi bulunan kütüphane yer almaktadir.
Binanin alt kat salonlarinda; Iskender Lahti, Aglayan Kadinlar Lahti, Satrap Lahti, Lykia Lahti, Tabnit Lahti gibi Sayda kral mezarlarinda bulunan ünlü lahidler sergilenmektedir .
Lahitler sergilemesinin yani sira, önemli antik kent ve bölgelerden gelen heykel ve kabartmalarin yer aldigi Antik Çag heykelciligi sergilemesi de alt katta bulunmaktadir.Bu sergilemede Arkaik Dönemden Bizans Dönemine kadar olan heykel sanati gelisimi kronolojik siralama içinde en seçkin örneklerle verilmektedir .
II ) EK BINA ( YENI BINA )
Ana binanin güneydogu bitisiginde yer alan ek bina 6 katlidir. Zemin altindaki iki katta depolar yer almaktadir.
Binanin dört kati ise sergileme salonu olarak düzenlenmistir. Binanin 1. katinda "Çaglarboyu Istanbul", 2.katinda "Çaglarboyu Anadolu ve Troia" ile en üst katta "Anadolu'nun Çevre Kültürleri; Kibris, Suriye - Filistin" sergileme salonlari bulunmaktadir . Ek binanin giris katinda ise Çocuk Müzesi ile mimari eserler sergilemesi yeralmaktadir. Agustos 1998'de ziyarete açilan Thrakia-Bithynia ve Bizans sergileme salonu "Istanbul'un Çevre Kültürleri" adi altinda giris katinin hemen altindaki kotta gezilebilmektedir.
Müze 100. kurulus yildönümü olan 1991 yilinda alt kat salonlarinda yapilan yeni düzenleme ve ek bina sergilemesi ile Avrupa Konseyi Müze Ödülü'nü almistir .
ESKI SARK ESERLERI MÜZESI
1883 yilinda Osman Hamdi Bey tarafindan Sanayi-i Nefise (Güzel Sanatlar Okulu) olarak yaptirilan bina 1917-1919 ve 1932-1935 yillari arasinda yapilan çalismalarla müze olarak düzenlenmistir. 1963 yilinda ziyarete kapatilmis olan bina, 1974 yilinda iç mekanlari degistirilip yeni bir sergileme ile tekrar ziyarete açilmistir.
Iki katli binanin üst katinda Anadolu, Mezopotamya, Misir ve Arap eserleri sergilenmektedir Akad Krali Naramsin'in steli, Kades Antlasmasi ve Zincirli heykeli müzenin ünik eserleri arasinda yer almaktadir .
Bu müzede ayrica 75.000 çivi yazili belgenin korundugu "Tablet Arsivi" bulunmaktadir.
ÇINILI KÖSK MÜZESI
Fatih Sultan Mehmet tarafindan 1472 tarihinde yaptirilan kösk Istanbul'daki en eski Osmanli sivil mimarlik örneklerinden birisidir. l875-1891 yillari arasinda Müze-i Hümayun (Imparatorluk Müzesi) olarak kullanilmistir. l953 yilinda Türk ve Islam eserlerinin sergilendigi Fatih Müzesi adi altinda ziyarete açilmis, 1981 yilinda konumu nedeniyle Istanbul Arkeoloji Müzeleri'ne devredilmistir.
Köskün giris cephesi tek, arka tarafi ise iki katlidir. Giriste 14 sütunlu mermer bir revak vardir. Giris eyvani mozaik çinilerle süslüdür. 6 oda ve bir orta salondan olusan köskte Selçuklu ve Osmanli Dönemine ait çesitli çini ve seramikler sergilenmektedir . Müze ve depolarinda yaklasik 2000 eser bulunmaktadir.
Hazan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla